Meher Baba’nın Suskunluğu
Meher Baba sessizliğe ne zaman başladı?
Siz kelimelerden bıktınız, Ben kelimelerden bıktım. Ne vermem gerekiyor ise kelimeler aracılığı ile değildir.

9 Temmuz 1925 akşamı, bir yıl boyunca sessizlik orucuna gireceğini bildirerek, Meherabad’da Jhopdi olarak bilinen kulübesinden içeri girdi. Ertesi sabah dışarıya çıktığında sadece bir yıl sürecek değil, 1969 da bedeninden ayrılana kadar sürecek olan orucuna başlamıştı.

Fotoğraflar MSI Koleksiyonu Hindistan izniyle, www.msicollection.zenfolio.com tarafından basılmıştır
Nasıl iletişim kurdu?

Fotoğraflar MSI Koleksiyonu Hindistan izniyle, www.msicollection.zenfolio.com tarafından basılmıştır
Başlangıçta yazı levhası üzerine veya kağıt parçalarına yazarak, fakat on yedi ay sonra yazmayı bırakarak alfabe tahtası kullanarak iletişim kurdu. Parmakları harflerin üzerinde öylesine hızlı hareket ediyordu ki, ancak bunu takip edebilecek tecrübeli mandalileri ( müritleri ) okuyabiliyor ve onun kelimelerini sözlü olarak iletebiliyorlardı. 1954 yılında alfabe tahtasını bıraktı, kendince çok özel olarak geliştirdiği el ve yüz ifade hareketlerini kullanmaya başladı. Diğer şeylerin yanı sıra:
- bir harf (parmaklarla)
- kavramlar için işaretler (örneğin: aşk/af, özgürlük, endişe, mutluluk, v.s.), ve
- bazı kişiler için jestler (onların görünüşleri, karakterleri üzerine)
Ben hiç bir zaman sessiz değilim. Ben ebediyen konuşanım. Benliğin derinlerinde işitilen ses benim sesimdir – ilhamın, sezginin, rehberliğin sesidir.
Ben nasıl sessiz olabilirim? Ben dilimle konuşmuyorum. Ben devamlı kalbim vasıtasıyla konuşuyorum.
Alfabe tahtasıyla olduğu gibi, onun kelimeleri gerektiğinde mandalilerinden ( müritlerinden ) biri tarafından sözlü olarak iletilirdi. Ancak, Meher Baba’nın yüz ifadeleri son derece canlıydı ve o insanların yüreklerine doğrudan bağlanırdı, onunla birlikte zaman geçirmiş ziyaretcilerin öylesine tecrübeleri vardı ki onun sessiz olduğunun farkına güçlükle varırlardı. Kız kardeşi Mani derdi ki: “Baba o jestleri yüz ifadesiyle öylesine güzel yapardı ki sözlük karşılığı herhangi bir kelimeden daha anlamlı olurdu.”

fotoğraf Wikimedia Commons
Sessizlik orucu tutan diğerleri

Fotoğraflar MSI Koleksiyonu Hindistan izniyle, www.msicollection.zenfolio.com tarafından basılmıştır
Zaman zaman Baba çok yakın müritlerine bir kaç gün gibi kısa süreli sessizlik orucu tutmalarını isterdi. Ancak ona en yakın olan iki kişi verdiği talimatlar doğrultusunda ölünceye kadar bu orucu tuttular. Bunlardan biri Baba’nın anlatımıyla “ benim sessizlikteki eski dostum ve yoldaşım “ dediği Gustaji ( 1927 den 1957 yılına kadar tuttu ) ve en sevgili kadın müridi Mehera’nın annesi Daulatmai ( 1933 den 1952 yılına kadar tuttu ) idi.

Meher Baba Sessizliğini bozdu mu?
Sessizliğimi bozduğum zaman, Sevgimin etkisi evrensel olacak, kainattaki tüm hayatlar bunu bilecek, hissedecek ve alacaklardır.

Meher Baba, sessizliğini bozacağıyla ilgili yapılan bir çok tahminlere rağmen, bunu gerçekleştirmeden bedeninden ayrıldı. Bu durum pek çok spekülasyona neden oldu. Bazıları onun sessizliğini bozmasının zamanının henüz gelmediğini, olduğunda ise tüm dünyada farkına varılacağını tahmin ediyorlar. Diğerleri, bunun kişisel bağlamda devamlı var olduğunu, yeryüzünde her bir bireyin yüreğinde Tanrının uyandığını hissediyorlar.

Fotoğraflar MSI Koleksiyonu Hindistan izniyle, www.msicollection.zenfolio.com tarafından basılmıştır
Sessizlik Günü

Fotoğraflar MSI Koleksiyonu Hindistan izniyle, www.msicollection.zenfolio.com tarafından basılmıştır
1968 de sessizliğinin yıl dönümünde, Meher Baba takipcilerine sessizlik orucu tutmalarını istedi. Bu gelenek tüm dünyada Baba aşıkları tarafından yılın her 10 Temmuz’unda tutulur.
Ne zaman ki Sevgimin o Kelimesi kendi sessizliğini bozar ve sizin kalplerinize konuşur, benim gerçekte kim olduğumu anlatır, o zaman duymaya özlem duyduğunuz o Gerçek Kelime’yi bileceksiniz.
